doğum lekeleri neden olur

Doğum lekesi en genel şekli ile doğumdan sonra ya da doğumu takiben birkaç hafta sonrasında ortaya çıkan ciltteki renk değişiklileri olarak tanımlanabilir. Aileler doğum sonrasında ciltte görülen bu renk değişikliği ile alakalı endişe duyarlar. Ancak bu lekelerin genellikle kanserli olmadığını ifade edebiliriz. Bu lekeler yüzde olabildiği gibi vücudun herhangi bir yerinde de meydana gelebilir. Bazılarının ebatları kalıcı olurken bazılarının ise büyüdüğünü söyleyebiliriz. Bazı doğum lekelerinin ise bir süre sonrasında kaybolması mümkün olabiliyor.

Çoğu zaman zararsız bir cilt lekesi olsalar da ender durumlarda doğum lekesi bir sağlık sorununun habercisi olarak kabul edilebilir. Bu lekeler anne adaylarının gebelikte yaptığı yahut yapmadığı herhangi bir şeyle alakalı değildir. Hamilelikte tüketilen ya da tüketilmeyen gıdalar ile de herhangi bir ilgisinin olmadığını belirtelim. Nedeni ise halen bilinemiyor. Doğum lekelerinin çeşitlerine geçmeden önce genetik olup olmadığı konusunu aktaralım.

Doğum Lekeleri Genetik Midir?

Çoğunlukla doğum lekesi genetik değildir. Sadece ender durumlarda aileden bir aktarım söz konusu olabiliyor. Bazı lekelerin gen mutasyonundan kaynaklanabildiği üzerinde duruluyor. Kimi zaman bebekler Porto şarabı lekesi ile dünyaya geliyor ve bunun da nadir görülen Klippel-Trenaunay sendromundan kaynaklandığı biliniyor. Ancak genellikle genetik olmayan bir mutasyondan kaynaklandıklarını da ifade etmek mümkündür. Söz konusu doğum lekesine neden olabilen Sturge-Weber sendromunun da aileden geçmediğini söyleyebiliriz.

Doğum Lekeleri Hayatın Sonraki Dönemlerinde Çıkabilir Mi?

doğum lekeleri sonradan çıkar mı

Hayatın herhangi bir evresinde ortaya çıkan lekeler doğum lekesi değildir. Ayrıca benler de yaşın ilerlemesi ile birlikte vücudun pek çok farklı bölgesinde çıkabilir. Ancak cilt lekeleri gibi sonradan çıkan benlerin de doğum lekeleri olmadığını ifade etmeliyiz. Sonuç olarak bu lekeler sonradan çıkmaz.

Doğum Lekesi Çeşitleri

Günümüzde doğum lekesi birkaç farklı kategoride ele alınır. Bu kategorilerde ise genellikler lekelere neden olduğu düşünülen unsurlar belirleyici oluyor.

Vasküler (Damarsal) Doğum Lekeleri

Bu doğum lekesi kan damarlarının olması gereken yerden daha farklı bir bölgede oluşması nedeniyle ortaya çıkıyor. Vücudun herhangi bir bölgesinde beklenenden daha fazla oranda kan damarının bir araya gelmesi durumunda kan damarları da daha büyük olur. Bu gibi durumlarda da ciltte bir lekelenme meydana gelebilir. Vasküler olarak kategorize edilen doğum lekelerinin bebeklerin % 40’ında görüldüğü biliniyor. Bu doğum lekelerinin kendi içerisinde birkaç farklı türü bulunuyor. Bunlar; somon, hemanjiyom ve nevus flammeus yani daha bilinen adıyla Porto şarabı lekesi şeklindedir.

Somon lekelerinin genellikle kırmızı ya da pembe renkte olduğunu belirtelim. Gözler arasında, göz kapaklarında ya da boynun arka bölümünde daha sık görülürler. Halk arasında bu lekeler farklı isimlerle anılıyor. Melek öpücüğü ya da leylek ısırığı bu isimlerden bazılarıdır. Somon lekelerinin oluşum nedeni, küçük kan damarlarının deri altına kümelenmesidir. Tıbbi tedavi gerektirmeye bu lekeler bazı kişilerde zamanla daha açık bir renk kazanır.

Hemanjiyom olarak adlandırılan doğum lekelerinin ise pembe olabildiği gibi mavi ya da açık kırmızı tonlarında da olabildiğini belirtebiliriz. Bu lekelerin sıklıkla görüldüğü bölgeler uzuvlar, kafa ve boyundur. Genellikle küçük ebatlarda olurlar ve çıkıntısız sadece bir lekelenme şeklinde görülürler. Ancak kimi zaman doğumdan birkaç ay sonrasında bu lekeler hafif çıkıntı şeklini de alabilir. Bu lekelerin ergenlik döneminde çoğunlukla ortadan kalktığını da söyleyebiliriz. Hemanjiyomların birden fazla sayıda olması durumunda kontrol edilmesi ve kimi zaman tıbbi müdahale ile alınması da gerekebilir.

Porto şarabı lekelerinin oluşum nedeni ise deri altındaki kan damarlarının anormal olmasıdır. Çoğunlukla yüz ve boyun bölgesinde oluşsa da vücudun farklı bölgelerinde de meydana gelebilir. Önceleri pembe ya da kırmızı renkte olsalar da zamanla mor ya da çok koyu kırmızı rengini de alabilirler. Ayrıca vücudun hangi bölgesinde meydana geldiğine bağlı olarak pütürlü, kalın ya da kuru bir görünüm de sergileyebilirler. Söz konusu lekelerin mutlaka gözlem altında tutulması gerekir ve bazılarına tıbbi müdahale yapılmasına da ihtiyaç olabilir. Ender durumlarda aileden aktarım da söz konusu olabilir.

Pigmente Doğum Lekeleri

Pigment, cilde rengini kazandıran hücrelerdir. Pigment hücrelerinin herhangi bir bölgede çok fazla oranda bulunması durumunda ise pigmente doğum lekelerinin meydana geldiğini söyleyebiliriz. Pigmente olarak değerlendirilen doğum lekesi çeşitleri ise ben, sütlü kahve ve Moğol lekeleri olmak üzere 3 farklı şekilde ele alınır.

Benler çok farklı renklere sahip olabiliyor. Bu renkler açık kahverenginden pembeye ya da siyaha kadar uzanabilir. Aynı zamanda boyutlarının da birbirinden farklı olabileceğini belirtebiliriz. Hem düz hem de çıkıntılı bir yapıya sahip olabiliyorlar. Bazı benler zaman içerisinde ortadan kalkar ancak bazıları da ömür boyunca varlığını devam ettirir. Ayrıca bazı benlerin de cilt kanseri ile ilişkili olabildiğini de belirtmek gerekiyor.

Café au lait yani sütlü kahve olarak isimlendirilen lekelerin rengi genellikle soluk kahve tonlarındadır. Oval bir şekle sahip olan bu benlerin rengi cildin doğal rengiyle de ilgilidir. Çok koyu tenli olan kişilerde söz konusu lekelerin rengi de daha koyu olur. Doğumla birlikte ortaya çıkabildiği gibi çocukluk döneminde de ortaya çıkabildiklerini belirtelim. Ebatları ise bazen büyüyebilir ya da aynı kalabilir. Şayet birden fazla sayıda bu lekeden mevcutsa ve ciddi bir durumdaysa nörofibromatozise adlı bir sağlık sorununun habercisi olabilir.

Moğol lekelerinin karakteristik özelliği ise çıkıntısız olmaları ve maviye ya da griye yakın bir renk tonuna sahip olmalarıdır. Çoğunlukla koyu bir cilt rengine sahip olan kişilerde görülür. Alt sırt ve kalça bölgesinde görülme sıklığı daha fazladır. Bu lekeler çoğunlukla bebekler 4 yaşına geldiklerinde kendiliğinden ortadan kaybolur.

Doğum Lekesi Tedavisi

doğum lekesi tedavisi

Her doğum lekesi mutlaka tedavi gerektirmez. Kişinin sağlığını etkiliyorsa ya da herhangi bir ciddi rahatsızlık şüphesi varsa bu durumda tedavi seçeneklerinin ele alınması gerekir. Günümüzde sıklıkla uygulanan tedavilere şu örnekleri verebiliriz:

Lazer Tedavisi

Özellikle Porto şarabı kategorisinde yer alan doğum lekesi üzerinde son derece başarılı bir sonuç elde etmeyi sağlayan lazer tedavisi ile bu lekelerin görünümü ciddi düzeyde hafifliyor. Ancak tedavinin mutlaka deneyimli bir hekim tarafından uygulanması gerekiyor. Öncelikle bölgeye lokal anestezik krem sürülüyor ve sonrasında uygulama aşamasına geçiliyor. İşlem sonrasında geçici olmak kaydıyla bölgede şişme yahut morluk meydana gelebilir.

Beta-Blokerler

Bu ilaçlar aslında tansiyon tedavisinde kullanılıyor. Ancak hemanjiyom türünde olan doğum lekelerinin küçültülmesi amacıyla da kullanıldığını belirtelim. Kan damarlarını küçülten ilaçlar kan akışının azalmasını sağlıyor ve bu da söz konusu doğum lekelerinin görünümünü bir hayli azaltıyor.

İlginizi çekebilir –> Polip Nedir

Kortikosteroidler

Bu anti-inflamatuar ilaçlar ağızdan alınabiliyor ya da leke üzerine enjekte edilebiliyor. Kan damarları üzerinde etkili olan ilaçların doğum lekelerinin özellikle ebatlarının küçülmesine yardımcı olduğu söylenebilir.

Göz atın –> Doğum Kontrol Hapları Sivilceleri Geçirir Mi

Cerrahi Müdahale

Sadece bazı doğum lekelerinin cerrahi müdahale ile alınmasına ihtiyaç duyuluyor. Tüm doğum lekelerinin mutlaka ameliyatla alınması gerekmez. Çok derin hemanjiyomlar ya da çevre dokulara zarar verenler alınabilir. Kişide rahatsızlık uyaran büyük benlerin de ameliyatla alınması söz konusu olabilir. Bu ameliyat nedeniyle klinik ortamda istirahat gerekmez, aynı gün taburcu olunabilir. Sadece çok büyük ebatlarda olan doğum lekelerinin birkaç defada alınmasına ihtiyaç duyulabilir. Konuya dair sorularınızı yorum bölümüne yazabilirsiniz.

Bilgi sahibi olun –> HELLP Sendromu

Yorum Yap

*

Your email address will not be published.

Copyright © 2020 Tüm Hakları Saklıdır

Bu web sitesinde yazılan bütün yazılar bilgilendirme amaçlı yazılmıştır. Hiç bir şekilde tanı veya tedavi yerine geçmemektedir.

Gizlilik Politikası

SEO Hizmeti: Ömer Özkoca

Son Güncelleme Tarihi: 01.11.20023

Bize Ulaşın