amenore

Amenore problemini en genel şekli ile kadınların ergenlik dönemi sonrasında ve menopoz dönemine henüz girmeden önceki dönemde adet görmemesi olarak açıklayabiliriz. Ergenlik sonrası ile menopoz dönemi arasındaki zamanda hiç adet görmemiş olan ya da herhangi bir nedenle adetten kesilmiş olan kadınlar için bu problemden söz edilebilir. Ancak bunun için hamile olunmaması, yakın zamanda doğum yapılmamış olması koşulu de gerekir. Hormonal unsurlar, bazı jinekolojik rahatsızlıklar, iyi huylu ya da kötü huylu kistler, kitleler bu probleme neden olabiliyor. Kimi zaman da anatomik unsurlardan kaynaklanabildiğini de söyleyebiliriz.

Sağlıklı olan kadınlarda ergenlik döneminin ardından her ay yumurtalıklarda yumurta hücresi olgunlaşır. Bununla birlikte menstruasyon döngüsü de başlamış olur. Bu dönem boyunca menopoza girene dek kadınlar her ay adet görür. Menopoza girilmesi ile birlikte adetler kesilir ve kadınlar menopoz sonrasında artık doğurganlığını kaybetmiş olur. Eğer gebelik, emzirme ya da menopoz başlangıcı söz konusu değilse ve üreme döneminde olunmasına karşın regl kanaması meydana gelmiyorsa amenoreden söz edilebilir.

Bu problem aslında doğrudan bir hastalık olarak nitelendirilmez. Ancak bir rahatsızlığın belirtisi olarak görülür ve özellikle hamile kalmak isteyen kadınlar için ciddi bir sıkıntıdır. Gebelik planlaması olmasa bile bir sağlık sorununun habercisi olabileceği için mutlaka kadın hastalıkları ve doğum uzmanına başvurulması, amenore kaynağının araştırılması gerekir. Bu konuda nasıl bir tedavinin uygulandığına da değineceğiz. Ancak öncesinde primer ve sekonder amenoreden söz edelim.

Primer Amenore Nedir?

Primer olarak kategorize edilen amenore problemi, genç kızların 16 yaşını tamamlamış olmasına karşın henüz hiç adet görmemiş olması durumu olarak açıklanabilir. Genç kızlar ergenlik dönemine giriştir ancak adet kanamaları başlamamıştır. Bu durumda primer olarak sınıflandırılan amenorenin şüphesi de doğar. Elbette altında yatan bir sağlık sorununun olup olmadığının muhakkak araştırılması gerekir. Bunun için de başvurulan kadın hastalıkları ve doğum uzmanı tarafından çeşitli muayene ve tetkiklerin yapılmasına ihtiyaç olacaktır. Çoğunlukla sorunun kaynağı hormonal bozukluklar olsa da daha farklı bir nedene bağlı olarak da bu sorun yaşanabilir.

Doğumsal anomaliler de yaygın nedenlerden biridir. Kromozom bozuklukları, kadında rahmin ya da vajinanın olmaması gibi bazı anatomik sorunlar, üreme organlarının yeterince gelişmemiş olması da nedenler listesinde yer alıyor. Tüm bunlarla birlikte hipofiz bezi ya da hipotalamusa dair bazı sorunlar da benzer bir tabloya yol açabilir. Zira adet kanamasının başlamasını sağlayan hormonların sentezi bu bölgeler tarafından gerçekleştirilir. Dolayısıyla üreme organlarının dışında olan bazı sorunların da adet kanamasının olmamasına yol açabileceğiniz söyleyebiliriz.

Kızlık zarında normalde küçük bir delik bulunur ve adet kanı da bu delikten tahliye olur. Ancak bazı kadınlarda kızlık zarında söz konusu delik olmaz. Buna bağlı olarak adet kanamasında kan vücuttan tahliye olamaz ev vajinal yol da tamamen kapanmıştır. Kişi, adet olmadığını düşünse de aslında vücut içerisinde birikir ve bu da çok ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir. Bu gibi durumlarda basit bir cerrahi müdahale ile kızlık zarında delik oluşması sağlanır. Böylelikle ekstra bir tedavi gerekmeden söz konusu sorun da ortadan kaldırılır.

Sekonder Amenore Nedir?

sekonder amenore

Sekonder amenore probleminde ise kişi daha önceden adet görüyordur. Ancak çeşitli nedenlerle adet görmemeye başlar. Bu duruma da pek çok farklı unsurun yol açabildiğini söyleyebiliriz. Bu unsurlara da hemen birkaç örnek verelim.

  • Jinekolojik rahatsızlıklar
  • Akut ya da kronik bazı hastalıklar
  • Aşırı stres altında olmak
  • Hızlı bir şekilde kilo kaybetmek
  • Çok yoğun spor ve egzersiz yapmak
  • Sağlıksız, dengesiz, tek yönlü beslenme
  • Hipofiz beziyle ilgili hastalıklar
  • Aşırı zayıf olmak
  • Kullanılan bazı ilaçlar

Bu nedenler arasında yaygın görülenlerden biri de aşırı zayıf olmaktır. Vücut kitle indeksi 19’un altında olan kadınlarda sekonder amenore probleminin yüksek oranda ortaya çıktığını söyleyebiliriz. Hızlı ve aşırı oranda kilo kaybedilmesi ile birlikte adet kanamaları kesilen pek çok kadın bulunuyor. Bir anlamda aşırı zayıflık tek başına bu sorunu doğurmak için yeterli olabiliyor.

Yukarıda söz ettiğimiz jinekolojik hastalıklara ise polikistik over sendromu, yumurtalık kistleri, endometrium kistleri ya da erken yumurtalık yetmezliği örnekleri verilebilir. Tüm bunlarla birlikte tiroid hastalıklarının da vücudun hormon dengesini etkilediği için adet kanamasını önleyebildiğini söyleyebiliriz. Kullanılan ilaçlara da örnek olarak antidepresanlar, kemoterapi ilaçları, tansiyon ve alerji ilaçları örnek verilebilir. Ancak genellikle ilaçların kullanımı sona erdiğinde bu problem de kendiliğinden ortadan kalkar.

İlginizi çekebilir –> Sistit Nedir

Amenore Belirtileri Nelerdir?

Aslında amenore belirtisi olarak çok fazla unsura yönelmeye gerek olmaz. Nedeni ise ana semptomun adet kanamasının olmamasıdır. Sadece adet kanaması olmaması durumuna bazı ek semptomlar da eşlik edebiliyor. Bu ek belirtiler ise adet görmeme sorununun hangi unsurdan kaynaklandığına bağlı olarak farklılık gösterebiliyor. Bu belirtilere aşağıdaki listeden göz atabilirsiniz:

  • Aşırı tüylenme
  • Görme ile ilgili bozukluklar
  • Baş ağrısı
  • Memeden süt ya da akıntı gelmesi
  • Pelvik bölgede ağrılar olması
  • Akne problemi
  • Saçlarda aşırı dökülme
  • Meme gelişiminin olmaması

Söz ettiğimiz ek belirtilerin de son derece önemli olduğunu belirtmemiz gerekir. Çünkü adet görmemenin altında yatan unsura dair önemli bilgiler sağlar. Dolayısıyla adet görmeme nedeniyle kadın hastalıkları ve doğum uzmanına başvuran kadınların yaşadıkları ek belirtiler hakkında da doktoruna bilgi vermesi önemlidir.

Göz atın –> Yumurtalık Büyümesi

Amenore Tedavisi Nasıl Yapılır?

Tedavi öncesinde mutlaka amenore tanısının kesin olarak konması gerekir. Korunmasız cinsel ilişki yaşanıyor olması durumunda gebelik testinin de mutlaka yapılması önerilir. Ultrason eşliğinde vajina, rahim ve yumurtalıkların detaylı incelemesi de yapılmalıdır. Bu muayeneler hem primer hem de sekonder amenore durumunda gerçekleştirilmelidir. Cinsel ilişki yaşamamış olan kadınlarda ise abdominal ultrason tercih edilebilir ve bu bölgeler karından incelenebilir.

Fiziki muayene ile birlikte bazı tetkiklerin yapılması da önem taşıyor. Özellikle kan testlerinin gerçekleştirilmesi, altta yatan sağlık sorununun tespit edilmesine yardımcı olacaktır. Tiroid fonksiyonlarının belirlenmesine yönelik testler, yumurta fonksiyon testleri, cinsiyet hormon seviyelerinin analizi ya da prolaktin hormon seviyesini ölçen testler buna örnek gösterilebilir. Eğer hipofiz bezi ile ilgili bir sorun olduğundan şüphelenilirse MR incelemesine de gereksinim doğacaktır. Tüm bu incelemeler sırasında kistlere de rastlanabilir. İyi huylu olup olmadığının tespit edilmesinin ardından eğer gerek görülürse kist ve kitlelerin cerrahi operasyon ile alınması da gerekebilir.

Eğer herhangi bir problem tespit edilmezse, bir süre hastanın takip edilmesi tercih edilebilir. özellikle aile öyküsünde bu sorunun olması durumunda bir süre hastanın takip edilmesi daha doğru bir tercih olabilir. Ayrıca Down sendromu ya da Turner sendromu gibi kromozom bozuklukları durumunda kadınlarda üreme yeteneği olmayabiliyor ve dolayısıyla adet kanamasının olmamasına da bir müdahale yapılmasına, tedavi seçeneklerinin değerlendirilmesine gerek duyulmuyor.

Anatomik problemlerin tespit edilmesinde de tedavi ameliyat ile gerçekleştirilir. Jinekolojik rahatsızlıklar ya da hormonal bozukluklar durumunda bu hastalıkları ortadan kaldırmaya yönelik tedaviler devreye girer. Bu tedaviler ilaç kullanımı olabileceği gibi cerrahi müdahale şeklinde de olabilir. Aşırı zayıflıktan kaynaklanması halinde mutlaka hastanın bir beslenme uzmanına yönlendirilmesi gerekir. Bu konuda sorularınızı yorum bölümüne yazabilirsiniz.

Bilgi sahibi olun –> HELLP Sendromu

 

Yorum Yap

*

Your email address will not be published.

Copyright © 2020 Tüm Hakları Saklıdır

Bu web sitesinde yazılan bütün yazılar bilgilendirme amaçlı yazılmıştır. Hiç bir şekilde tanı veya tedavi yerine geçmemektedir.

Gizlilik Politikası

SEO Hizmeti: Ömer Özkoca

Son Güncelleme Tarihi: 01.11.20023

Bize Ulaşın